RANDEVU AL

ONLINE RANDEVU

*Saat 19.00’ dan sonraki online randevu talepleriniz için tarafınıza saat 09.00’ dan sonra geri dönüş yapılacaktır.

 

Menopozun Belirtileri Nelerdir?

Menopozun Belirtileri Nelerdir?

Menopoz kadınların yumurtalık fonksiyonlarının tamamen tükendiği ve adet kanamalarının kesilmesi ile doğurganlığın bittiği doğal bir süreçtir. Bir kadının menopoza girdiğini belirtebilmek için 12 ay boyunca adet görmemiş olması gerekir. Menopoz döneminde kadınların doğurganlık yetisi bitmiş olmasına rağmen, cinsel hayatları devam edebilir. Fakat dönemin etkin oyuncusu östrojen hormonun azalmasına bağlı olarak fiziksel ve psikolojik bazı değişimler süreci biraz zorlayabilir. Özellikle östrojen hormonun düşmesine bağlı olarak ataklar şeklinde görülen sıcak basmaları ve gece terlemeleri menopoz dönemin en sık görülen belirtileri arasında yer alır. Ayrıca bu belirtiler kişinin metabolik sistemine göre östrojen hormonunun ne kadar hızlı düştüğüne bağlı olarak şiddeti artırabilir. Bunlara ek olarak stres, kaygı, uyku problemleri ve panik bozukluk şikayeti de ortaya çıkabilmektedir.

Menopoz belirtileri nelerdir?

  • Sıcak basması:

Menopoz döneminde ortaya çıkan sıcak basması, ilk olarak yüz bölgesinde ve vücudun üst kısmını etkisi altına alacak şekilde aniden gelen sıcaklık hissidir. Genellikle aniden ortaya çıkan geçici bir etkidir. Ancak kişinin özelliklerine göre şiddetini arttırabilmektedir. Ayrıca sıcaklık ile birlikte yüz ve göğüs bölgesinde kızarıklık meydana gelebilir. Bu belirti östrojen hormonu düzeylerinin değişmesi ile vücudun verdiği bir tepkime olarak ortaya çıkar.

  • Gece terlemeleri:

Sıcak basmasına paralel olarak özellikle uyku sırasında ortaya çıkan yoğun terleme olarak ifade edilmektedir. Bu durum uyku hiperhidrozu olarak hafif ve şiddetli bir şekilde yaşanabilir. Ayrıca uyku ortamı koşulları ve kişinin hormonal seviyelerine göre gece terlemeleri artabilir. Menopoz dönemindeki kadınların büyük bir kısmı gece terleme şikayetleri nedeni ile uyku problemleri yaşadıklarını ve bu duruma bağlı olarak strese maruz kaldıklarını dile getirmektedir. Fakat menopoz dönenimde ortaya çıkan gece terlemeleri normla kabul edilse de, menopoz dışında herhangi bir hastalığın ürünü olarak da ortaya çıkabilir. Bu nedenle menopoz şüpheniz varsa mutlaka bu durumu kesinleştirmeniz için uzman bir doktora başvurmanız önerilmektedir.

  • Adet düzensizliği:

Menopoza geçiş evresi olarak adlandırılan kısacası menopozun ilk basamağını oluşturan döneme perimenopoz adı verilmektedir. Bu dönemle birlikte adet düzensizliği, adet döneminin kısalması ve hatta bazı aylar adet görmeme durumu da yaşanabilmektedir. Bunun başlıca nedeni ise yine östrojen hormonudur. Östrojen hormonu azalmasına bağlı olarak vücudun yaşamış olduğu hormonal dengesizlik, menopoz dönemine girmeden önce adet kanamalarının düzensizleşmesine miktarının da normalden daha yoğun ya da daha hafif olmasına neden olabilmektedir. Ayrıca adet dönemleri dışındaki ara günlerde de yaşanan lekelenme tarzındaki kanamalarda, menopoz döneminin habercisidir.

  • Vajinal kuruluk:

Perimenopoz döneminde azalan östrojen hormonu vücudun genel işleyişinde çeşitli aksamalara yol açsa da, özellikle vajina bölgesinde salgılanan sıvının azalması ile vajinal kuruluk şikayeti cinsel birliktelikte büyük soru oluşturmaktadır. Vajinanın fonksiyonelliği sağlayan nemli tutan sıvının azalmasına bağlı olarak, kaşıntı ve tahriş ortaya çıkabilir. Vajinal kuruluk, menopoz dönemindeki kadınların fiziksel ve psikolojik olarak en çok rahatsız olduğu şikayetlerin başında gelmektedir.

  • Cinsel isteksizlik:

Menopoz döneminde yaşanan hormonal dengesizliğin bir ürünü olarak, kadınların androjen eksikliği sonucu cinsel isteksizlik, cinsellikten soğuma durumu yaşanabilmektedir. Ayrıca bu durum menopoz tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkisi de olabilir.

  • Halsizlik:

Menopoz döneminin en net hali, sürekli olarak yorgun ve halsiz hissetmektir. Ayrıca bu duruma ek olarak ilgisizlik, sinirlilik ve konsantrasyon eksikliği de eşlik edebilmektedir. Bu şikayet ise, vücudun hormon seviyelerinin enerji kullanımını ayarlayamayacak düzeyde olmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum günlük hayatı, çiftler arasındaki ilişkiyi ve yaşam kalitesini etkileyebilecek düzeyde yaşanabilmektedir.

Yorumlar

Bir yorum yazınız